Issız adamda bir sahne vardı..
Ada'dan ayrılıyordu, eski ıssız, hesapsız, umarsız günlerine dönüyordu adam..
Mutluydu.. Ya da en azından alıştığı gibiydi her şey.. Yolundaydı..
Ya da o öyle sanıyordu..
...
Bir gün,
Hiç beklemediği bir anda,
Banyoda,
Diş fırçalığı kırılıp içinden Ada'nın tel tokası düşene dek..
İşte o an boşalıyordu tüm birikenler,
Bastırılanlar,
İtiraf edilemeyenler..
Çöküyordu yere, orada kopuyordu kıyamet!
...
Pandemi başlayalı 1 seneyi geçti..
Başından beri motiveyim..
Çok mutluydum mesela o en sert 3 ay tam kapandığımızda..
Yetebilme ve yetinebilme oyunu hoşuma bile gitmeye başlamıştı..
15 Haziranda, kabuğumdan çıkmak zor bile gelmişti üstelik..
Derken yaz..
Yalan söyleyemem, pek bir şeyden geri kalmadım..
Yine de açık havada araları açık sandalyelerimizde yemek yerken,
Dostlarıma sarılamadım..
...
Yarı açık sahada oynadık maçlarımızı kalan zamanlarda,
Bir dargın bir barışık iki sevgili olduk kısıtlama kombinasyonlarıyla..
Bana bir haller olmaya başlamıştı, itiraf edemiyordum kendime de..
Bir şeyler yakamı çekiştirmeye başlamıştı..
İçerden bir kemirgen,
İçin için oyuyordu benliğimi..
Neşeli-neşesiz, amaçlı-amaçsız günler birbirini kovalıyor, siyah-beyaz ekranda gökkuşağı belgeseli izler gibi yaşanıyordu hayat..
Herkes birbirinden kaçıyordu, mahşer gibi, 'Anne evladından, evlat annesinden kaçacak' diyordu ya, aynen bu yaşanıyordu..
Üstelik öyle alışmıştık ki bu duruma, çekilmiştik dehlize,
İmkanın olsa da üşengeçlik sarmıştı..
'Amaaan oturalım evimizde' der olmuştuk,
Bu hale alışmış, kabullenmiştik.
...
Bir gün eve geldim, kapıda bir curcuna,
Açıldı kapı, evde bir koşturma..
Masa camın önüne çekilmiş, masaya turşular dizilmiş..
Tabaklar çoklanmış,
'Riskse risk, dayanamadık, geldik'
...
O an..
O an düştü aklıma kemikleri çatırdatan sarılmalar,
O an düştü öpmeye doyulmayan yanak yanağa geceler,
İçim aktı eski fotoğraflara, anılara, çekinmeden yapılan her şeye..
Pipetinden içmeye,
Tabağından tırtıklamaya,
Saçlarını karıştırmaya..
Ve o tel tokayı hiç bulamamış olmaya..
Bilmesem yaşayabilirdim..
O an düştü diş fırçalık..
O an göründü tel toka..
O an..
Comments